| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | shopping bag n. | alışveriş çantası | ||
|
I'm only bringing this shopping bag. Ben sadece bu alışveriş çantasını getiriyorum. More Sentences |
||||
| General | shopping bag n. | alışveriş torbası | ||
|
Tom was carrying some shopping bags. Tom birkaç alışveriş torbası taşıyordu. More Sentences |
||||
| General | shopping bag n. | alışveriş poşeti | ||
|
I think people should stop using disposable shopping bags. Bence insanlar tek kullanımlık alışveriş poşetleri kullanmayı bırakmalı. More Sentences |
||||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | plastic shopping bag n. | plastik alışveriş poşeti/torbası/çantası |
| General | shopping–bag lady n. | büyük bir şehrin sokaklarında alışveriş torbasıyla dolaşan evsiz kadın |
| General | string shopping bag n. | pazar filesi |
| General | string shopping bag n. | alışveriş filesi |
| General | shopping bag lady n. | evini çantasında taşıyan evsiz kadın |
| General | reusable shopping bag adj. | uzun ömürlü alışveriş torbası |
